20 Mayıs 2016 Cuma

ŞÜPHE




                 ''Sevgilisi olmayan biri, yaşadığını sansa da yürüyen bir ölüden ibarettir''



        Yunus'un oğlu İsmail. Sanrıım hayatında önemli olan tek varlık babası ve yıllarca onu bulamamış. Bırakıp gittiğini düşünüyor, bu bölümde babasına  bayağı bir sitem etti. Düşününce beni bırakıp giden bir babam var diyelim ve üzerinden yıllar geçmiş. Ona asla inanmam ve tekrar babam olarak kabul etmem. Zaten okuduğumda İsmail'in kızgın ve kırgın olduğu her halinden belli. Ama sanki biraz zaman geçse bütün buzların eriyeceği hissiyatını aldım.


        Ne büyük ironi. Derviş bir baba ve Allah'a inanmayan bir oğul. İmamın manken kızı misali. Okurken İsmail'in dediğine göre Allah yolundan gitmek için oğlunu bırakmış. Bu ne derece doğru ne derece yanlış bilemediğim sıralardı. Ama İsmail'in düşündüğü şeyde bu zaten. Ne tür Allah'a giden yol bir oğul ile babayı ayırır ki...

       
        İsmail'in babasını kaybetmesi ve terkedildiği düşüncesi onu Allah'tan uzaklaştırmış gibiydi. Ama yolundan tam olarak sapmadığına emindim. İyice hikayelerini merak etmeye başlamıştım...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder